Turco | Inglés | |
---|---|---|
General | ||
General | üzerinden geçerek | crossingly adv. |
Turco | Inglés | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | (üzerinden geçerek) yol izi bırakmak | trample something out v. |
Phrasals | (bir şeyi) üzerinden geçerek kopya etmek | trace over (something) v. |
Industry | ||
Industry | derinin yağlanmasından sonra sert silindirle üzerinden geçerek parlak görünüm veren makineyi çalıştıran kimse | glazer n. |
Sport | ||
Sport | (frizbi) havada birçok kişinin üzerinden geçerek yaralanma riski doğurabilecek kadar uzun kalan atış | hospital pass n. |
Bookbindery | ||
Bookbindery | kağıt makinesinin kalandır silindirleri ile kitap ve kapak kağıtlarının üzerinden geçerek yapılan kısmı düzleme | machine finish n. |